HUKUK, ADALET VE TOPLUMSAL BİLİNÇ: GEÇ OSMANLIİMPARATORLUĞU’NDA DİLEKÇELER VE SİYASET

dc.contributor.authorKalkan, İbrahim Halil
dc.date.accessioned2025-01-06T17:23:10Z
dc.date.available2025-01-06T17:23:10Z
dc.date.issued2021
dc.departmentAdana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
dc.description.abstractOsmanlı son döneminde Jön Türk Devrimi’nin akabinde İstanbul’a imparatorluğun dört bir yanından işkence şikayetleri içeren çok sayıda dilekçe gönderilmiştir. Dilekçelerde yeni rejimin söyleminin temelini oluşturan insan hakları ve hukuk devleti gibi kavramları sıradan insanların işkence muamelesi üzerinden anlamlandırdıkları ve bu düzlemde söz konusu kavramları öne sürerek iktidarın müzakeresi çabasında oldukları anlaşılmaktadır. Nitekim, zaman zaman oldukça çarpıcı ve cesur ifadelere başvurarak, Jön Türk rejiminin bir tarihsel kırılma, yeni bir başlangıç teşkil etme iddiasını işkence muamelesi üzerinden sorgulamaktadırlar. Her ne kadar dilekçelerde, muhtemelen taktiksel olarak, insan hakları ve hukuk devleti gibi kavramların bir uzantısı olarak işkence muamelesinin kabul edilemezliği Jön Türk Rejimiyle özdeşleştirilmişse de sıradan insanlar açısından benzer bir anlayış ve söylem önceki Tanzimat ve II. Abdülhamid dönemi dilekçelerinde de kendini açığa çıkarmaktadır. Jön Türk dönemi dilekçelerinde oldukça yaygın olarak işkencenin insan hakları ve hukuk devleti ilkeleriyle çelişkisi söz konusu ilkelere ev sahipliği yapmadığı varsayılan II. Abdülhamid dönemiyle karşılaştırmaya başvurularak vurgulanmış olması bir yana, ironik bir şekilde, hem insan hakları ve hukuk devleti hem de bunların işkenceyle bağlantısıyla ilgili yoğun bir farkındalık ve bilinçlilik hali II. Abdülhamid dönemi dilekçelerinde de gözlemlenebilir. Yine, Tanzimat’ın erken yıllarında tıpkı Jön Türk döneminin başlarında olduğu gibi işkence muamelesinin mevcut olmaması talebi kitlelerce radikal bir dönüşüm beklentisinin en somut ifadesi olarak ortaya çıkmaktadır. Dilekçelerdeki ortak söylem ve işkence yasağının anlamına dair bilinçlilik hali açısından var olan süreklilik işkence muamelesinin mevcudiyetinin ya da yokluğunun sıradan insanların siyasal rejimin niteliğini belki de en yakından deneyimledikleri bir düzlem olmasıyla açıklanabilir.
dc.identifier.doi10.29228/Joh.47258
dc.identifier.endpage874
dc.identifier.issn1308-5298
dc.identifier.issn2148-4260
dc.identifier.issue51
dc.identifier.startpage854
dc.identifier.trdizinid459913
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.29228/Joh.47258
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/459913
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14669/670
dc.identifier.volume14
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofTarih Okulu Dergisi
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.snmzKA_20241211
dc.subjectTarih
dc.subjectKriminoloji ve Ceza Bilimi
dc.subjectSiyasi Bilimler
dc.subjectHukuk
dc.titleHUKUK, ADALET VE TOPLUMSAL BİLİNÇ: GEÇ OSMANLIİMPARATORLUĞU’NDA DİLEKÇELER VE SİYASET
dc.typeArticle

Dosyalar