ÖNCEDEN-BELİRLENMİŞ KATEGORİLER YOKTUR – DİLİN BETİMLENMESİ VE TİPOLOJİ İÇİN SONUÇLARI

[ X ]

Tarih

2015

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Dilbilgisinin yapısal kategorileri (klitik, ek, birleşik sözcük, sıfat, zamir, yönelme durumu, özne, edilgen, çift ünlü, koronal) dilbilimciler ve dil edinimi esnasında çocuklar tarafından varsayılmak zorundadır. Bu kategoriler yalnızca önceden belirlenmiş bir listeden seçilmek zorunda kalınsaydı, bu daha kolay bir iş olurdu. Bununla birlikte, böyle bir listenin varsayılabilmesine yönelik olarak sunulan öneriler hala ağırlıklı olarak Latince ve İngilizce dil bilgisel geleneğe bağlıdır. Böylece, betimleyici dilbilimcilerin, bütün dillerle ilgili olarak Boas'ın özel dile özgü kategorileri var sayma yaklaşımını benimsemekten başka seçeneği yoktur. Kuramcılar buna karşı sık sık direnirler, fakat karşılaştırmalı dilbilim çalışmaları, oldukça sınırlı bir durumdaki olası doğuştan kategoriler üzerinde birleşmemektedir. Tersine, nerdeyse yeni betimlenmiş her dil, var olan taksonomilere nerdeyse hiç uymayan bazı yeni 'çılgın' kategoriler sunar. Önceden belirlenmiş kategoriler için geçerli kanıt olmamasına rağmen, dilbilimciler hala, Tagalog dilindeki ang- öbeği bir özne mi yoksa konu mudur, Almancadaki er bir zamir mi yoksa bir belirleyici midir, Mandarin Çincesindeki mülkiyet kelimeleri sıfat mı yoksa fiil midir veya Romencedeki belirli artikel bir klitik mi yoksa son ek midir, gibi kategori tartışmalarıyla sık sık uğraşırlar. Dil betimlemesi için önceden belirlenmiş kategorilerin olmaması, bu tür soruların anlamsız olduğunu göstermektedir. Dilbilimcinin işi, gözlemlenen kategorileri şu anda kullanılan popüler kategorilerin içine uygun bir biçimde koymak yerine, olguları olabildiğince ayrıntılı bir biçimde betimlemektir. Tipoloji için önceden belirlenmiş kategorilerin olmaması, karşılaştırmanın kategori temelli değil substans temelli olması gerektiği sonucunu da doğurur. Çünkü kategorilerin tersine substans evrenseldir. Bu anlamda, bu substans görüşü yaygın bir biçimde kullanılan terminoloji (isim-tamlayan dizilimi, fiil-nesne dizilimi vs.) ile dolaylı olarak kabul edilmesine rağmen, Greenbergçi yaklaşımda açıkça tanınmıştır

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Turkish Studies (Elektronik)

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

10

Sayı

12

Künye