Sabahattin Ali’nin “Hanende Melek”, “Yeni Dünya” ve “Çilli” Öykülerinde Düşmüş Kadın İmgesi

[ X ]

Tarih

2020

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Şiir, roman gibi türlerde de eserler vermiş olan Sabahattin Ali, öykücü kimliği ön planda olan önemli biryazardır. Eserlerinde Anadolu insanının yaşam mücadelesini yansıtırken ezen-ezilen çatışmasını sıkça elealmıştır. Öykülerinde zengin-yoksul ve şehir-köy karşıtlığını işleyen yazarın ezilen ve haksızlığa uğrayançaresiz insanlardan yana bir tutum sergilediği görülmektedir. Sanatın toplumu iyiye ve güzele sevk etme rolüne dikkat çeken yazar, Anadolu insanının çileli yaşamını tüm çıplaklığı ile yansıtırken sınıfsal eşitsizliğinaltını çizmektedir. Sabahattin Ali’nin öykülerinde toplumsal koşullar, karakterlerin söz ve davranışlarınabüyük etki eder. Kadın karakterlerin ön planda olduğu “Hanende Melek” ve “Çilli” gibi öykülerde acıçeken kadın karakterler anlatılırken toplumsal konumları vurgulanır.Çalışmamızda yazarın öykülerinde sevecen bir tavırla yaklaştığı “düşmüş” kadınların, eğlence dünyasındaçalışan çilekeş kadınların anlatıldığı “Hanende Melek”, “Yeni Dünya” ve “Çilli” öyküleri incelenmektedir.Esere dönük eleştiri yöntemi ile erkek yazarın kaleminde kadın karakter kurgusu değerlendirilmektedir.“Hanende Melek” ve “Çilli” öyküsünde olduğu gibi biyografik unsurlara dikkat çekilmektedir. KonyaHalkevi’nde konferansta sunduğu kadın konulu metin başta olmak üzere Sabahattin Ali’nin düşünceleriniortaya koyan yazıları çalışmamızın kaynakları arasındadır.Öykülerde kadın imgesinin izi sürülürken kadını nesne olarak gören erkeğin toplumsal konumuna da aynatutulmaktadır. Düşmüş kadınların onurlu ve vefalı duruşlarına dikkat çeken yazar, toplumsal gerçeklerivurgulamaktadır. Yazar, toplumcu gerçekçiliğin ilkelerini bu metinlere yansıtmış mıdır? Kadın karakterlerin kendi hemcinsleri ile ilişkilerinde bir dayanışma söz konusu mudur? Çalışmamızda bu sorulara yanıtaranmaktadır. Yazar, bencil ve duyarsız erkekler yüzünden hayatları mahvolmuş kadınların hayata tutunmaçabalarına ayna tutarken erkek egemen toplumun ikiyüzlü ahlak anlayışını eleştirmektedir. Hem karakterlerin hem de toplumun yaralarına ışık tutarken dış gerçeklik ve iç gerçeklik bir arada ele alınır. Öykülerdedışlanan/horlanan/ötekileştirilen kadın karakterlerin hem bireysel hem de toplumsal kimlikleri irdelenmektedir. Çalıştıkları karanlık ve boğucu mekânların ruhu ile karakterlerin kendi ruhlarının özdeşliği dikkatçekmektedir. Öykülerin mekân kurgusunun tahlili önemlidir. Bu nedenle kadın- mekân ilişkisi de çalışmamızda önemli yer tutmaktadır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Dil ve Edebiyat Araştırmaları

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

11

Sayı

22

Künye