Yazar "İpek, Semih Latif" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Application of Multi-Criteria Decision Making Methods for Menu Selection(2024) İpek, Semih Latif; Göktürk, DilekNutritional information on menus can assist customers in making healthier eating choices. One technique being utilized to tackle the rise of overweight and obesity is the use of nutritional information on menus. Menu engineering strategies can be used to improve sales of generally healthier and higher margin items. For today's food and beverage companies, menu engineering has become essential. Companies must continually evaluate their menus in order to keep up with changing customer demands and the conditions of the competitive market. Menu engineering's core involves comparing the effectiveness of each menu. At this point, correct decision-making under numerous factors is thought to be a very challenging procedure. To evaluate alternatives according to many features, several Multi-Criteria Decision-Making (MCDM) approaches have been created. The main novelty of this paper is that four MCDM methods, including Technique for Order Preference by Similarity to an Ideal Solution (TOPSIS), Fuzzy TOPSIS, VlseKriterijumska Optimizacija I Kompromisno Resenje (VIKOR), and Fuzzy VIKOR, are employed to evaluate menu options. Comparative analysis of MCDM methods is another contribution of this study. The process of evaluating and selecting healthier menu alternatives can become challenging and time-consuming. This study pointed out how crucial it is to conduct comparative analysis using various MCDA methods and to carefully determine the right ones when addressing the issue of selecting the best menu, taking into account the values of the criterion in fuzzy numbers.Öğe Investigation of rebaudioside a crystallization behavior(Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, 2019) İpek, Semih Latif; Çetin, Ali EmrahStevia rebaudiana Bertoni, steviol glikozitler adı verilen 11'den fazla sıfır kalorili tatlılık verici bileşiğin kaynağıdır. Bu steviol glikozitler, özellikle stevia yapraklarında daha yüksek miktarlarda bulunan iki ana glikozit olan Stevioside ve Rebaudioside A (Reb A), doğal tatlandırıcı olarak ilgi görmektedir. Stevia özütü, tatlandırıcı olarak kullanılabilmesi için en az % 95 oranında steviol glikozit içermelidir. FDA, ancak % 97'nin üzerinde saflığa sahip Reb A'nın gıda ürünlerinde kullanımını genel olarak güvenli statüsü (GRAS) ile onaylamaktadır. Bu nedenle steviol glikozitlerin ekstraksiyonu, ayrılması ve saflaştırılması, stevia yapraklarından yüksek saflıkta doğal tatlandırıcıların üretimi için çok önemlidir. Kristalizasyon, en eski ve yaygın kullanılan endüstriyel ayırma ve saflaştırma işlemlerinden biridir. Söz konusu bir bileşik, sıcaklık ve çözücüye bağlı farklı çözünürlük değerleri sayesinde ekstrakttan kristalleştirilerek ayrılabilir ve saflaştırılabilir. Çözünürlük değerlerinde sıcaklık ve çözücüye bağlı farklılıklar, süper çözünürlük davranışının varlığı ve polikristalin fazlarının büyümesi, kristalizasyon yoluyla ayırma/saflaştırmayı etkiler. Bu nedenle bu tezin amacı, Reb A'nın su içerisindeki sıcaklığa bağlı çözünürlük değerlerini ve kristalizasyon davranışını belirlenmesidir. Reb A'nın 40, 50 ve 60 °C'de su içerisindeki termodinamik çözünürlük değerleri belirlenmiştir ve sırasıyla 3.94, 5.93 ve 10.65 mg RebA/g su olarak bulunmuştur. Reb A'nın suda süper çözünürlük ve yeniden kristallenme davranışı gösterdiği bulunmuştur. Parçacık morfolojileri optik mikroskopi ile belirlenmiş ve yuvarlak ve köşeli Reb A kristallerinin, suda çözünerek ince ve uzun iğnecik şeklinde kristaller halinde kristallendiği bulunmuştur. X-Işını kırınımı analizi, farklı bir Reb A fazının, aşırı doymuş çözeltilerden kristalleştiğini doğrulamıştır. Suda büyütülerek oluşturulan kristallerin öğütüldükten sonra çözünürlük değerleri 20, 30, 40, 50 ve 60 °C' de belirlenmiş ve 0.55, 0.52, 0.70, 4.53 ve 7.87 mg Reb A/g su olarak bulunmuştur. Reb A'nın suda süper çözünürlük davranışı göstermesi sonucu nükleasyon eşiklerinin belirlenmesi amaçlanmşıtır. Reb A'nın birincil ve ikincil nükleasyon eşikleri, hem sabit sıcaklıkta su banyosunda hem de sabit sıcaklıkta karıştırmalı çift cidarlı cam reaktörde izotermal kristal büyüme deneyleri ile belirlenmiştir. İkincil nükleasyon eşiklerinin belirlenmesi içinse Reb A kristal çekirdekleri hazırlanmıştır. Birincil nükleasyon eşiklerinin statik sistemde 25 ve 40 °C' de 0.0025 ile 0.004 g/mL arasında ve 50 ile 60 °C' de 0.004 ile 0.01 g/mL arasında olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte, karıştırmalı reaktördeki birincil nükleasyon eşik değerleri, sırasıyla 30 ve 40 °C' de 0.00399 g/mL ve 0.00474 g/mL olarak bulunmuştur. Statik sistemde ikincil nükleasyon eşik değerlerinin 20 °C için 0.002 ile 0.003 g/mL arasında ve 30 ve 40 °C için 0.004 ile 0.003 g/mL arasında olduğu bulunmuştur. İkincil nükleasyonun kullanılan katı sıvı oranları ve çekirdek süspansiyonu miktarı değerleri çerçevesinde izotermal kristal büyümesi deneyleri ile görsel olarak veya spektrofotometrik absorbans ölçümleriyle ayırt edilmesi mümkün olamamıştır.Öğe Production of L-methioninase enzyme, investigation of its anticarcinogenic properties and usage areas in the food industry(Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, 2023) İpek, Semih Latif; Göktürk, DilekBu çalışmada L-metiyoninaz enzimi, yardımcı peynir kültürü olan Brevibacterium linens BL2'den kısmen saflaştırılmıştır. Enzimin spesifik aktivitesi 3.055 ünite/mg olarak belirlenmiştir. İlk olarak, L-metiyoninazın Glioblastoma hücrelerine olan sitotoksik etkileri değerlendirilmiştir. U87MG ve T98G glioblastoma hücre hatlarının IC50 değerleri, 24 saatlik inkübasyon sonrası nötral kırmızı canlılık analizi ile sırasıyla 5.792 ünite/mL ve 5.215 ünite/mL olarak saptanmıştır. L-metiyoninaz, etoposid ile birlikte kombinasyon halinde kullanıldığında aynı hücre hatlarına karşı sitotoksik etkiyi de artırdığı görülmüştür. Bu, U87MG hücrelerinin canlılığında önemli bir azalmaya yol açmış ve 48 saatlik inkübasyon süresinde kontrol grubuyla karşılaştırıldığında canlılığı %24.35'e azalttığı gözlemlenmiştir. Benzer şekilde, T98G hücrelerinin büyümesi hem L-metiyoninaz hem de etoposid tarafından inhibe edilmiştir. 48 saatlik inkübasyon sonunda hücresel canlılık, kontrol gruba kıyasla %37.74'e düşüş göstermiştir. Brevibacterium linens BL2'den saflaştırılan L-metiyoninaz enzimi Fare Embriyonik Fibroblast (MEF) hücreleri ve İnsan Keratinosit Hücre Hattı (HaCaT) üzerinde glioblastoma hücrelerine göre daha düşük sitotoksik etki göstermiştir. L-metiyoninaz ve etoposidin kombinasyon uygulaması, HaCaT hücre canlılığının genel olarak %63.02'ye ve MEF hücre canlılığının %58.99'a düşürmüştür. Giemsa, DAPI ve F-aktin boyama yöntemleri ile hem hücre popülasyonunda hem de morfolojideki değişiklikleri doğrudan tespit edilmiştir. L-metiyoninaz ve etoposidin birlikte uygulanması, glioblastomanın yara iyileştirme yeteneğini azaltmasının yanında, hücresel göçün baskılanmasında dikkate değer bir etkinlik gösterdiği gözlemlenmiştir. Klonojenik deneyler, L-metiyoninaz ve etoposid uygulanmasının, 21 günlük inkübasyon süresi boyunca glioblastoma hücrelerinin koloni sayısında önemli bir azalmaya neden olduğunu göstermiştir. RT-qPCR sonuçları, L-metiyoninazın, kanser hücrelerinin hayatta kalması için hayati olan Survivin ve C-Myc genlerinin ekspresyonunda azalmaya neden olurken hücre ölümü için gerekli olan Kaspaz-3 geninin ekspresyonunu arttırdığını göstermektedir. Bu araştırma aynı zamanda L-metiyoninazın çedar peyniri bulamaçlarına uygulanmasının uçucu sülfür bileşikleri üretimi ve peynir mikrobiyomu değişimi üzerindeki etkileri de araştırılmıştır. Çedar bulamacı numuneleri, yeni nesil dizileme ve GC-MS analizi kullanılarak incelenmiştir. Deneyin ilk gününde numunelerde çoğunlukla Lactococcus ve Streptococcus suşlarının baskın olduğu görülmüştür. Ancak, dokuzuncu günde, tüm örneklerde belirgin bir şekilde Limosilactobacillus, Lactobacillus, Enterococcus ve Lacticaseibacillus gibi mikroorganizmaların varlığı ile karakterize edilen mikrobiyal çeşitlilikte kayda değer bir artış gözlenmiştir. İlginç bir şekilde, Lactococcus ve Streptococcus, dokuzuncu günde hala baskın türler olarak kalmıştır. Ek olarak, L-metiyoninaz enzimi ve Brevibacterium linens BL2'nin ilave edilmesi, Metanetiyol ve Dimetil trisülfür gibi uçucu kükürt bileşiklerinin üretimini teşvik etmiştir. Fermantasyonun erken aşamasında, L-metiyoninaz enzimi çedar bulamaçlarında 1490.2 ± 1.31 (µg/kg kuru madde) metanetiyol ve 65.8 ± 0.04 (µg/kg kuru madde) dimetil trisülfit üretmiştir. Bu sonuçlar, L-metiyoninazın çedar peyniri üretiminde ekonomik değer arttırıcı potansiyele sahip bir gıda endüstrisi enzimi olarak gelecekte kullanılabileceği görüşünü desteklemektedir.