This study explores university students’ perspectives on English Medium Instruction (EMI) practice and investigates their self-efficacy beliefs for English. The study also examines how English learning is facilitated through EMI. The participants were undergraduate students of a university where EMI is increasingly dominant. The university is located in the south of Turkey. The participants were consisted of 634 students from varying class years including prep year, first, second, third and fourth year. The study was carried out in a single phase. Data were collected through a university-wide survey in which the questions were designed to gather both quantitative and qualitative data. The qualitative data were analysed using thematic analysis and the quantitative data were analysed using parametric statistical methods. The characteristics of the participants were described using frequencies. The overall mean for self-efficacy for English was 3.37. Results indicated high self-efficacy levels of those in higher years in EMI education and general positive attitudes of students regarding EMI. These findings were further supported by the data obtained from the open-ended questions. However, by revealing some problems regarding the EMI practices, the results also raised some questions with regard to EMI at undergraduate level. Students’ self-efficacy beliefs and views about EMI explored in this study are believed to shed light on the learning experiences in departmental courses as well as in Preparatory Year Programmes, which might help university managers develop or reformulate their institution’s language policy.
Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin İngiliz dilinde öğretim uygulamaları hakkındaki görüşlerini ve İngilizce özyeterlik inançlarını incelemeyi amaçlamıştır. Çalışmada aynı zamanda öğretim dili olarak İngilizcenin İngilizce öğrenme sürecini nasıl kolaylaştırdığı da araştırılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını öğretim dili olarak İngilizceyi kullanan bir üniversitenin 634 lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmanın yürütüldüğü üniversite Türkiye’nin güneyinde yer almaktadır ve katılımcılar hazırlık okulu, 1. Sınıf, 2. Sınıf, 3. Sınıf ve 4. Sınıf öğrencilerini kapsayan farklı seviyelerden oluşmaktadır. Çalışma tek aşamada gerçekleştirilmiştir. Veriler üniversite genelinde uygulanan ve hem nitel hem de nicel veri toplamayı amaçlayan bir anket aracılığıyla toplanmıştır. Nitel veriler tematik analiz yoluyla incelenirken nicel veriler ise parametrik hipotez testleri yoluyla analiz edilmiştir. Katılımcıların özellikleri frekans değerleri ile sunulmuştur. İngilizce özyeterlik toplam ortalaması 3.37 olarak bulunmuştur. Sonuçlar öğretim dili olarak İngilizce eğitime devam eden üst sınıf öğrencilerinin özyeterlik puanlarının daha yüksek olduğunu ve genel olarak öğrencilerin öğretim dili olarak İngilizceye karşı olumlu tutumları olduğunu göstermiştir. Bu bulgular açık uçlu sorulardan elde edilen verirlerle de desteklenmiştir. Ancak, sonuçlar öğretim dili olarak İngilizceye dair uygulamalara ilişkin bazı sorunları oraya koyarak lisans düzeyinde öğretim dili olarak İngilizce konusunda bazı soru işaretleri de oluşturmuştur. Bu çalışmada incelenen öğrencilerin özyeterlik inançlarının ve öğretim dili İngilizce olan programlar ile ilgili görüşlerinin gerek bölüm derslerinde gerekse hazırlık programlarındaki öğrenme deneyimlerine ışık tutarak üniversite yöneticilerinin kurumlarının dil politikasını geliştirmelerine veya yeniden yapılandırmalarına dair konularda yardımcı olacağına inanılmaktadır.